1767 yılında Potsdam'da dünyaya gelen Wilhelm von
Humboldt her şeyden önce bir filozoftu.
Filozof olmasından dolayı bir çok konu hakkında fikir beyan etmiştir. Felsefi
kimliği bir tarafa bırakıldığında Humboldt Alman bürokrasisine senelerini veren
bir bürokrat, dil hakkında dönemine göre yenilikçi düşünceleriyle tanınan bir dilbilimci olması yönüyle de bilim
tarihinde önemli bir şahsiyettir. Gençlik yıllarında özel öğretmeni Johann
Jacob Engel, Humboldt'a Harris, Gottfried Herder, David Hume, Leibniz, Locke ve
Rousseau gibi önemli şahsiyetleri tanıtmıştır. Küçüklüğünden beri bilinçli bir
eğitimle yetiştirilen Humboldt böylelikle ilerleyen yıllarda sözü dinlenen
etkili bir filozof olmuştur.
Tarihteki diğer bütün önemli düşünürler gibi Humboldt da gerçekliğe ulaşma
yolunda dilin önemini vurgulamıştır. Dili, insanları ve ulusları sarmalayan ve
dil olmadan insanların ve de ulusların anlaşılamayacağını savunmuştur.Dil
konusundaki düşüncelerini 'On Language' (Dil Üzerine) adlı yazısında ele
almıştır.Şimdi Humboldt'un dil konusundaki belli başlı düşüncelerine değinelim.
Humboldt'ta göze çarpan ilk şey onun rasyonel
düşünmesidir. Hamann ve Herder gibi filozoflardan da etkilenen Humboldt
'evrensel dilbilgisi' anlayışına yakın bir görüş ortaya atmıştır.Ünlü
dilbilimci Noam Chomsky'i de bu yönde etkilemiştir. 'Kartezyen Dilbilim' diye adlandırılan dönem
olarak bilinen 'dile rasyonel' bakış açısı tarafından etkilenen Humboldt diğer
'Kartezyen Düşünürler' gibi dili dış etkilerden arındırmıştır ve insan zihninin
bir aynası olarak görmüştür. Yani Humboldt'un düşüncesinde dile zihinsel
(mental) bir bakış açısı görmek mümkündür.
Humboldt, sözcük, ses gibi dilin parçalarını
birbirinden ayrı olarak görmez. Tam tersi bir organizmadaki gibi birbirlerini
daima etkileyen bir düzenek olarak görür. Bunların bir araya gelmesiyle de her bir karakteri olduğunu ileri sürer. Chomsky
Humboldt'un ortaya attığı bu 'dil karakteri' terimiyle dilin şiirsel ve felsefi
kullanımına vurgu yaptığını belirtir. Ayrıca dilin bu 'iç karakteri'nin
anlambilimsel ve sözdizimsel yönlerinden ayrı olduğunu vurgular. Çünkü
anlambilim ve sözdizim Humboldt'a göre dilin dış biçimidir. Böyle yaparak
Humboldt dilbilgisini (grammar) değiştirmeden dilin zenginleştirilebileceğini
ve iç karakterinin değiştirilebileceğini vurgulamıştır. ( Chomsky: 2002)
Humboldt'a göre dilin kullanımında zihinsel süreç
etkilidir. Aslında zihinsel süreçten de önce 'ulusal karakter' etkilidir.
Ulusların karakterleri dillerini etkiler. Çok farklı uluslar ve bu ulusların
kendilerine göre davranışları olduğu için de birçok dil ortaya çıkmıştır. Ona
göre dildeki farklılıkların sebebi kişilerin 'dünya algısı' ve ulusların
karakteridir. Burada görüldüğü gibi dil tamamen topluluklara ve kişilere
indirgenmiştir. Humboldt dilin, bir milletin ruhunun dış görünüşü olduğunu ileri
sürer. Bu düşüncesini kişilere indirgeyerek de 'dillerin bireyselliği' ilkesini
ortaya atmıştır.
Dil ve düşünce üstüne yoğun çalışmalar yapan Sapir
ve Whorf'da Humboldt'un dil ve düşünce ilişkisinden yararlanmıştır. Genel
olarak dil mi düşünceyi yoksa düşünce mi dili etkiler sorusuna yanıt arayan
Sapir&Whorf hipotezinin izlerini aslında Humboldt'ta bulmak mümkündür. Humboldt,
'dil üzerine' adlı yazısında net olarak şunu demiştir: ''Dil olmaksızın düşünce
olmaz''. Humboldt'a göre dilin sınırları
içerisinde düşünebiliriz ve hayatta düşünme konuşmadan başka bir şey değildir.
Aslında dil tamamen düşüncenin dışa vurulmasıdır.
Humboldt dilin bir ürün değil etkinlik olduğunu da
vurgular. Etkinlikle Humboldt aslında dildeki yaratıcılığı vurgular. Dildeki yaratıcılık
konusunu ise daha sonra Chomsky gündeme getirmiş ve tüm teorisini bu
yaratıcılığın üzerine kurmuştur. Humboldt'un bu konudaki düşüncesinin tam kesin
ve açık olmadığını belirten Chomsky yine de kendi kuramına temel olabileceğini de belirtmiştir.
Humboldt'un dil anlayışına dair sayfalarca yazı
yazılabilir. Fakat genel olarak dil hakkındaki bu düşünceleri bilindiği zaman
Humboldt'un modern dilbilime dahi etki ettiği kolaylıkla anlaşılabilir.
Kendinden sonra gelen birçok dilbilimcinin ona atıfta bulunarak kavramlar
ortaya atması ve kuram geliştirmeleri de Humboldt'un dilbilim için çok önemli
bir düşünür olduğunu ortaya koymaktadır.
KAYNAKLAR
1) Chomsky, Noam. 2002. Cartesian Linguistics: A
Chapter in the History of Rationalist Thought. James McGilvrayb (ed). Cybereditions.
2) Altuğ, Taylan. 2013. Dile Gelen Felsefe. Yapı
Kredi Yayınları. İstanbul. S: 59-83
3) Humboldt. On Language, On the Diversity of
Human Language Construction and its Influence on the Mental Development of the
Human Species. Edited by Michael Losonsky, CUP 1999, pp. 25-64
Humboldt'un Dil Anlayışı